ARKIMEET 2013 kapsamında yer alacak panellerden biri de “Mimarlıkta Türk Pasaportu” olacak.
Pek çok yeni mezun ve genç mimarın arzularından biri de yurtdışında eğitimlerine devam etmek veya profesyonel hayata adım atmak. Ya da en azından kısa süreliğine de olsa staj yaparak kariyerlerine Türkiye dışında başlamak. Özellikle de uluslararası eğitim, staj ve gönüllülük programlarının artması ve yaygınlaşmasıyla daha çok kişi bu isteklerini yerine getirebiliyor.
Dünyanın pek çok farklı noktasında projelere imza atan, kimi zaman sadece somut üretimleriyle öne çıkarken kimi durumlardaysa kavramsal yapıtlarıyla takip edilen ve “yıldız mimar” olarak tanınan mimarlık ofisleri bu anlamda yoğun ilgi çekiyor. Bu tür ofisler, dünyanın farklı yerlerinden gelen onlarca mimarı bünyesinde barındırıyor. Her biri farklı konulara yoğunlaşan, farklı değerlerin vurgulanarak öne çıkarıldığı eğitim sistemleriyle şekillenmiş mimarlar, ofislere muhtelif değerler katıyor.
Küreselleşme ve ekonomi gibi faktörlerin katalizör görevi görerek mimarların uluslararası dolaşımını hızlandırdığı öne sürülebilir. Kimi zaman genç mimarlar doğdukları kentlerden bambaşka yerlerde yaşamayı deneyimlemek istiyor. Bunun yanı sıra Akdeniz gibi bölgelerde kriz ya da politik sorunlar nedeniyle mimarlar, hayatlarını devam ettirebilmek için adeta göç etmek zorunda kalıyor.
Peki bu mimarlar ülkelerine ya da kentlerine döndüklerinde yerel mimari kültürün küresel mimari kültürle olan ilişkisi hususunda nasıl bir rol alıyor? Dünyanın farklı köşelerinde ofisleri olan tasarımcıların da bu denklemde göz önüne alınması gerekiyor.
ARKIMEET 2013’te yapılacak panellerden biri olan “Mimarlıkta Türk Pasaportu”nda tüm bu konular Türkiye özelinde masaya yatırılacak.